Bu yazıda spor bilimlerinde sıkça kullanılan terimler ve kavramlar açıklanmıştır. Spor ve egzersiz hakkındaki yazıları daha kolay anlamak için referans olarak kullanılabilecek bir spor sözlüğü oluşturulmuştur ve güncellenmeye devam edilecektir. Bu sözlüğün oluşturulmasında yararlanılan kaynaklar çoğunlukla İngilizce olup, yazının sonunda paylaşılmıştır. Eklemeler ve güncellemeler devam etmektedir. Eklemek, düzeltmek istediğiniz veya anlamını merak ettiğiniz terimler varsa yorum yapabilir, iletişime geçebilirsiniz.
İçindekiler
A
Abalakov testi Sporcunun squad pozisyonundan sıçrama, yükselme yeteneğini test eder (Dict. Of Sp. and Ex. Sc. 2006, 2 s.)
Abdominal Karın ile ilgili, iç ve dış oblikler ile karın bölgesinde bulunan kasları ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 1 p.)
Abdüksiyon (abduction) Bir uzvu vücudun orta ekseninden uzaklaştırmak (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 1 p.). Bir ekstremitenin frontal düzlemde orta hattan uzaklaşması (Ankara Üniversitesi, Açık Ders Sunumu).
Abdüktör (abductor) Bir uzvun vücudun orta ekseninden uzaklaşmasını sağlayan kasları ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 1 p.).
Ace (İngilizce) Tenis – Rakibin raketi ile temas edemediği servis atışları, karşılanamayan servis (Chambers. Sports Factf.,2005,550p.). Golf – Topun deliğe bir vuruşta sokulması (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 3 p.).
Acupressure (İngilizce) Genel olarak belirli noktaları ovma yoluyla bölgede toplanan enerji yoğunluğunun dağıtılması ve ilgili noktalarla bağlantılı organların rahatlatılması (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 5 p.)
Acupuncture (İngilizce) Vücut enerjisindeki dengesizlikleri düzeltmek, ağrıyı hafifletmek veya bir bozukluğu tedavi etmek için küçük boyutta iğnelerin deri aracılığıyla sinir merkezlerine sokularak uygulanan tıbbi bir tedavi türü (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 5 p.).
Ad in (İngilizce) Masa Tenisi – Servis atan kişinin avantaj elde etmesi
Ad out (İngilizce) Masa Tenisi – Servisi karşılayan kişinin avantaj elde etmesi
Ad Libitum (serbest beslenme) Düzenli bir beslenme programı olmadan yapılan gıda ve sıvı alımı (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 6 p.).
Adaptasyon (adaptation) 1. Uyaranın tekrarlanması ile duyu organlarının daha az hassas hale gelmesi (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 5 p.) 2. Hareketin biyolojik ve sosyal doğası gereği, iç sistemlerin dış sistemlere göre yaptığı düzenlemeler. 3. Uyarlamanın amacı, iç sistemin gereklilikleri ve dışarıdan maruz kalınan olasılıklar arasında bir denge oluşturmaktır. Belirli spor branşlarında (örneğin, binicilik sporları, okçuluk, yüzme, kros kayağı) verilen çevresel koşullara uyum sağlama teknikleri olarak ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Ancak, bu sporlar artık bu işlevlerini kaybetmişlerdir (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 13 p.).
Adaptif Antrenman (adaptive training) Sporcunun kuvvet ve yeteneklerindeki artış ile antrenman yoğunluğunun artırılması (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 5 p.).
Addüksiyon (adduction) Bir uzvu vücudun orta eksenine yaklaştırmayı ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 6 p.).
Addüktör (adductor) Bir uzvun vücudun orta eksenine yakınlaşmasını sağlayan kasları ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 6 p.).
Aerobik (aerobic) Oksijen varlığı gerektiren (Dict. of sp. and Ex. Sc. 1991, 4p.).
Aerobik Egzersiz (aerobic exercise) Yürüyüş, koşu, bisiklet ve yüzme gibi solunum ve kalp atım hızını artıran egzersizleri ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 7 p.).
Aerodinamik (aerodynamics) Hareket hâlinde olan bir cisim üzerinde havanın yarattığı etkiyi inceleyen bilim dalı (Güncel Türkçe Sözlük).
Akciğer Kapasitesi (lung capacity) Bir kişinin akciğerlerinde tutabileceği oksijen miktarı (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 128p.).
Aklimatizasyon (acclimatization) Vücudun fizyolojik olarak bulunduğu çevreye uyum sağlaması (Dict. of sp. and Ex. Sc. 1991, 2p.).
Akrobat (acrobat) Cambaz, jimnastik hareketlerini rekreatif amaçlar için sergileyen kişi (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 4p.).
Aksiyon (action) 1. Bir kuvvetin, maddi bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması 2. Hareket, iş. (Güncel Türkçe Sözlüğü) 3. Enerjik aktivite (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 4 p.). 4. Güreşte hakemin müsabakayı başlatan komutu (Chambers. Sports Factf., 2005, 633p.).
Aktif Dinlenme (active rest) Yüksek yoğunluklu antrenmanlar ve müsabakalardan sonraki gün yapılan dinlendirici ve rahatlatıcı egzersizler.
Aktif Germe (active stretch) Bir kasın gerdirilmesi için başka bir birey ya da sabit bir yapıdan destek alınarak daha fazla gerilme sağlanması.
Aktif Yenilenme (active recovery) Kasın esnekliği ve gücünü artırmak için sakatlık veya yaralanma sonrası uygulanan hafif egzersizler (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 5 p.)
Akut (acute) Keskin ve ani bir acıyı ifade eder (Dict. of Leis., Trav. and Tour., 2008, 3p.).
Akut Dağ Hastalığı (altitude sickness) 3.600 metre yükseklik ve üzerindeki havada oksijen azalmasının neden olduğu bir durum. Semptomlar baş ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk, mide bulantısı ve yüz, eller ve ayakların şişmesini içerir. İrtifa hastalığı olarak da bilinir (Dict. of Leis., Trav. and Tour., 2008, 10p.).
Akut Yaralanma (acute injury) Yeni başlayan ve genellikle acil tedavi gerektiren yaralanmalar anlamına gelir (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 5 p.).
Alley-oop (İngilizce) Topun havaya fırlatıldığı ve böylece potaya doğru hareketlenen oyuncunun yakalayıp sayı yapabileceği bir manevra (Chambers. Sports Factf., 2005, 108p.).
Amatör (amateur) Aktiviteyi meslek olarak olmadan, bir eğlence aktivitesi gerçekleştiren kişi. Terim özellikle sporda kullanılır ve genellikle sporu düzenli olarak uygulayan ancak mesleği olmayan herkesi ifade eder. Sporun, özellikle üst düzey ve yüksek performanslı sporun gelişimi ile, sporcunun gerekli zaman ve finansal giderlerinin spor faaliyetleri alanı dışında mesleki ve sosyal varlığının güvence altına alınmasının imkansız hale getirmesi nedeniyle ortaya çıkmıştır (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 25 p.).
Ambidekströz (ambidextrous) İki elini de kullanabilen, sağ ve sol elli olarak ayırılamayan (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 11 p.).
Amfetamin (amphetamine) 1. Daha önce depresyon tedavisinde ve iştah azaltıcı olarak kullanılan merkezi sinir sistemini uyaran bir ilaç (Dict. of Sp. ve Ex. Sc. 2006, 11 s.). 2. Narkolepsi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu dahil çeşitli bozuklukların tedavisinde, kilo kontrolünde, iştah azaltıcı olarak kullanılan sentetik bir uyarıcı.
Amiyotoni (amyotonia) Kas tonusu eksikliği (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 12 p.).
Ampute (amputee) Tıbbi nedenlerden dolayı bir uzuv veya bir uzuvun bir kısmı çıkarılmış kişi (Dict. Sp. ve Ex. Sc. 2006, 12 s.).
Anabolik (anabolic) Doku veya kas inşası (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 12 p.).
Anabolik Streoid (İngilizce) Yeni canlı doku, özellikle kas sentezini teşvik eden bir ilaç (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 12 p.).
Anaerobik (anaerobic) 1. Oksijen varlığı veya kullanımı gerektirmeyen (Dict. of sp. and Ex. Sc. 1991, 6p.). 2. Yaşam süreçlerinin veya kimyasal işlemlerin oksijenin varlığına bağlı olmadığı veya sadece oksijensiz gerçekleştiği anlamına gelir. Bu şekilde, vücut genellikle enerji üretimi için gerekli oksijeni sağlayamadığı durumlarda bile geçici olarak kasın işlevini devam ettirebilir (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 31 p.).
Anaerobik Kapasite (anaerobic capacity) Anaerobik metabolizma süreçleri ile elde edilebilen maksimum enerji miktarı (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 12 p.).
Anafilaktik Şok (anaphylactic shock) 1. İkinci defa zerkedilen bir protein veya serumdan ileri gelen şiddetli reaksiyon, alerjik şok (Tıp Terimleri Sözlüğü). 2. Yutulan bir madde veya arı sokması gibi bir şeye ani şiddetli, bazen ölümcül reaksiyon (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 13 p.).
Anatomik (anatomical) Vücut veya vücudun yapısına ilişkin (Dict. Sp. ve Ex. Sc. 2006, 13 s.).
Anatomik Pozisyon (anatomical position) Ayakta baş ve omuzlar dik, yüz karşıya dönük, topuklar bitişik(veya topuklar arasında 1 ayak boyu mesafe), kollar iki yanda sarkık ve avuç içleri karşıya bakan bir insanın durumuna anatomik pozisyon denir (Dict. Sp. ve Ex. Sc. 2006, 13 s.).
B
Balistik (ballistic) Havadaki nesnelerin hareketleriyle ilgili (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 23 p.).
Balistik Hareket (ballistic movement) Hızlı kas kasılmasını içeren hızlı ve yoğun hareket (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 23 p.).
Balon Sporları (ballon sport) En eski havacılık sporu. Balon, kaplanmış kumaştan veya folyo malzemeleri ile yapılmış, havadan daha hafif bir gaz (hidrojen veya helyum) veya sıcak hava (sıcak hava balonu) ile doldurulmuş top veya armut biçimli bir gövdeden oluşur. Çevredeki havaya göre yoğunluk farkından dolayı balon yükselir ve hava akışı ile birlikte taşınır. Bir gaz balonunda (ortalama hacim 1000 m3), bireyleri ya da nesneleri tutan balon sepeti, balonu çevreleyen halattan veya özel bir maddeden yapılmış iplere asılır. Balast düşürerek (ör; kum torbalarını boşaltarak) mürettebat balonun yükselme hızını artırabilir; özel bir vanadan balondan gaz bırakıldığında balon tekrar irtifa kaybeder. İnişten hemen önce çekme hattı dışarı atılır, bu da seyahat ve iniş hızını azaltır. Sıcak hava balonunda (ortalama hacmi 2500 m3’ün üzerindedir) hava, bir propan brülörü vasıtasıyla balonun altındaki açıklıktan ısıtılır, sıcaklık istenen uçuş yoluna bağlıdır ve 60° ile 120°C arasında değişir. Bu şekilde balonun kaldırılması düzenlenebilir. Modern gövdeler için kullanılan malzeme yanmayan, oldukça yavaş eriyen ve çok hafif plastiktir. Gaz balonunun daha hızlı boşaltılması için iniş sırasında bir rip kablosu çekilir; balonda uzun bir alan açılır. Sıcak hava balonunda, gövdenin ucunda büyük bir valf (paraşüt sistemi) ile gövdenin inişi ve hızlı boşaltılması mümkündür. Sıcak hava balonunda, gövde tarafına vanalar takılı olarak sınırlı teknik direksiyon cihazları mevcuttur, ancak balon yaygın hava akımları kullanılarak ağırlıklı olarak farklı yüksekliklerde yönlendirilir. Yarışmalar hedef ve mesafe seyahatlerini içerir. Hedefli yarışmalarda, hedefe en yakın yere bir işaret koyan balon kazanan ilan edilir. Kayıtlar mesafe, yükseklik ve süre yolculuklarında tutulur (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 60p.).
C
Circuit Training (İngilizce) Motor özellikleri ve becerileri geliştirmek için modern bir egzersiz türü. Her devrede (circuit) belirli sayıda istasyonda (genellikle 8 ila 10 arasında) bir egzersiz programının uygulanmasıdır. Önemli özellik yükün hareketten harekete değişmesidir. Devre egzersizi ya uygulamanın frekansı ya da her harekette harcanan zaman ilkesine göre gerçekleştirilebilir. Her bir hareketin yoğunluğunu belirlemek için, ilk olarak maksimum bir test yapmak yararlıdır. Böylece optimal bir submaksimal egzersiz yoğunluğu belirlenebilir. Yoğunluk, frekans, zaman sınırları ve devre sayısı ile düzenlenebilir. Devre egzersizlerinin bir etkisi de aktif molalara bağlıdır, yani birey istasyonlar arasındaki molalarda tamamen dinlenmemeli, daha ziyade yenilenme ve aktif dinlenme uygulamalıdır. Devre egzersizleri, okul ve kulüp sporundaki en popüler antrenman yöntemlerinden biridir, çünkü antrenman programının bireysel düzenlenmesi ile iyi ve dengeli antrenman yüklenmeleri elde edilebilir (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 117 s.).
Ç
Çeviklik (agility) Fiziksel hız, esneklik ve becerinin kombinasyonu (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 8 s.)
D
Dakika Ventilasyon Hacmi (minute ventilation volume) Bir dakikada akciğerlere giren (inspirasyon) ve çıkan (ekspirasyon) hava hacmini ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 135p.). Dakika ventilasyon hacmi = Solunum Hacmi x Solunum Sayısı formülü ile hesaplanır.
Denge (balance) 1. Kontrollü bir pozisyonda ve konumda kalma eylemi 2. Duygusal olarak sakin ve rasyonel kararlar alabilme hali, zihinsel istikrar durumu 3. Bir karışımdaki maddelerin veya içeriğin oranları, örn. diyette (Dict. ve Sp. Sc. 2006, 24 s.).
Dengeli Stres (balanced tension) Spor – Düşük düzeyli stresin sporcunun başarısı için yararlı olduğunu öne süren bir teori (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 24 p.).
İ
İrtifa (altitude) Deniz seviyesinden yüksekliği ifade eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 10 p.).
İrtifa Antrenmanı (altitude training) 2000 ila 3000 metre arasındaki yüksekliklerde yapılan antrenmanlar, irtifa adaptasyonunu ve düşük irtifa düzeyine dönüşlerde kısa süreli performans artışı sağlar. Daha düşük irtifa düzeyine döndükten sonra sporcular için genel olarak olumlu etkilerinin sebebi kırmızı kan hücrelerinin (eritrositler), aerobik kapasitede etken olan gerekli enzimlerin, glikojen depolarının ve miyoglobinin artmasıdır (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 25 p.).
İrtifada Performans Kapasitesi (altitude performance capacity) Yüksek rakımlarda -özellikle deniz seviyesinden 2000 metre yükseklik ve üzerindeki rakım seviyelerinde- fiziksel ve zihinsel yük kapasitesi, kısmi oksijen basıncının azalması nedeniyle önemli ölçüde azalır. Vücut, yüksekliğe uyum sağlamaya çalışır ve fizyolojik olarak bu koşullara adapte olur, ancak yine de artan yükseklikle birlikte performans kapasitesi düşer (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 24 s.)
İrtifaya Uyum (altitude adjustment) Vücudun irtifada artışına karşı içinde bulunduğu koşullara tepki vermesi. Deniz seviyesinden 2000 metrenin üzerindeki irtifada, düşük kısmi oksijen basıncı azalan barometrik basınç nedeniyle fark edilir hale gelir. Reaksiyon olarak solunum sayısı artar. Birkaç gün içinde kırmızı kan hücreleri (eritrositler) artmaya başlar; ki bu hücreler kandaki oksijeni taşımak için gereklidir. Vücut, fizyolojik olarak irtifaya yeterli düzeyde tepki veremezse, kaslarda ve beyin fonksiyonlarında performans azalmasına (bkz. irtifada performans kapasitesi) ve hastalıklara neden olur. Yüksek irtifa sporlarında (örneğin dağcılık, balon, yüksek irtifada bulunan spor tesislerindeki çeşitli yarışmalar) performans göstermeden önce sporcuların değişen koşullara alışması ve vücudun hazırlığı için çalışmalar yapılır (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 24 s.).
İvme (accelerate) Hızdaki artış (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 2 p.).
İvmelenme (acceleration) 1. İvme hareketi 2. Hızdaki değişim oranı. 3. Dışarıdan gelen kuvvetin nesnenin hızında değişime sebep olmaksızın yönünü değiştirmesi (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 2 p.).
H
Hız Dayanıklılığı (speed endurance) Motor aktivitelerde, güç ve kuvvet dayanıklılığına ek olarak hız dayanıklılığı, üçüncü kompleks karakteristiği ifade eder. Hız ve dayanıklılık bileşenlerinden oluşan ve bir yarışma sırasında veya kişi yorulduğunda (yani enerji yenileme mekanizmaları efektif çalışmadığında veya nöromüsküler transfer mekanizmaları bozulduğunda) dahi aktiviteye belirli bir hızda devam edebilme yeteneğini ifade eder. Hız dayanıklılığı (örneğin orta mesafe koşularında), uzun mesafe koşularındaki baskın olarak görülen aerobik enerji üretiminin aksine, glikozun anaerobik yolla ayrıştırılması yoluyla enerji tedarikini sağlar. Dayanıklılık gibi, hız dayanıklılığı da temel antrenman hedeflerinden biridir (H.Haag & G.Haag, Dictionary, 2003, 467p).
K
Karşı Hareket (counter movement) Ana hareketin ters yönünde meydana gelen reaksiyonunu temsil eder. Ters hareket, biyomekanik için de geçerli olan üçüncü temel mekanik yasasına (Newton’un etki-tepki yasası) dayanır. Bir hareketin etkisinin (ing. actio) ters yönde (ing. reactio) eşit büyüklükte bir tepki yaratacağını belirtir (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 129 p.).
Koç (coach) 1. Antrenör, sporcuyu müsabakaya hazırlayan kişi (Dict. of Leis., Trav. and Tour., 2008, 64p.). 2. Kişilerin liderlik veya yöneticilik özelliklerini, becerilerini geliştirmeye yönelik, belli bir amacı hedefleyerek daha etkili sonuçlara ulaşmasını sağlamak için çalışan kimse, çalıştırıcı (Güncel Türkçe Sözlüğü) 3. Sporcuları veya takımları müsabakalara sistematik olarak hazırlamak ve takımların ve bireysel sporcuların kapsamlı danışmanlığından sorumlu kişi. Her beden eğitimi öğretmeni tarafından alınan eğitime ek olarak, bir koç -genel antrenman bilimleri (spor bilimleri) ve ilgili spor disiplini hakkında bilgi sahibi olmalıdır- bu sistemli programı yazım, uygulama ve değiştirme gibi yetkilere sahiptir (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 119 s.).
Kombinasyon (combination) 1. Bir sunum veya seri oluşturmak için iki veya daha fazla bağlantı, ör. jimnastik veya havacılık sporlarında gösteri serileri. 2. At ve binici tarafından üstesinden gelinmesi gereken bir engel oluşturmak için iki veya daha fazla engelin düzenlenmesi, örneğin ikili kombinasyon, üçlü kombinasyon serileri (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 120 s.).
Kondisyon (condition) 1. Birisi ya da bir şey ile ilgili durum 2. Belirli bir hastalık, yaralanma veya bozukluk sonucunda genel sağlık, fiziksel görünüm veya performansı artırmak için uygulanan fitness planı (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 53 p.). 3. Sporda potansiyel performans durumunun, temel bir ön koşul olarak fiziksel dayanıklılık kapasitesi ve motor özellikler (dayanıklılık, esneklik, güç ve hız) ile karakterize edildiği durum (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 125 s.).
Koordinasyon (coordination) 1. Genel olarak farklı şeyler ve süreçler hakkındaki fikir birliğini ifade eder. 2. Fizyolojik bağlamda ise bir hareketin uygulanması esnasında merkezi sinir sistemi ve kaslar arasındaki etkileşim, kas içi koordinasyon anlamında birkaç farklı kas veya kas grubu arasındaki etkileşim (bkz. agonist, antagonist). Motor öğrenimde amaç, hareketin uygulanması sırasında ortaya konmak istenen üst düzey işbirliğidir; iyi bir koordinasyon düzeyine sahip olmak için hareketin ritmi, akışı, hassasiyeti karşımıza önemli noktalar olarak çıkar. Koordinasyon düzeyi çeşitli motor testler ile ölçülebilir. Daha geniş perspektifte koordinasyon, farklı motor süreçlerinin (bkz. denge, kombinasyon kabiliyeti, çeviklik ve reaksiyon süratı) işbirliği içinde uygulanmasınını içeren motor özellikler için kullanılan kolektif bir terimdir. Sensorimotor koordinasyonun bozulması, kaslar, sinirler ve duyular arasındaki etkileşimin kaybolması veya sadece sınırlı bir ölçüde işlev görmemesi nedeniyle ortaya çıkar. Bu tür rahatsızlıklar, beyin veya beyincik fonksiyonlarının, kısa süreli olarak uyuşturucu ve alkol nedeniyle veya uzun süreli psikolojik ve fizyolojik faktörlerin ortaya çıkmasıyla gözlemlenebilir. Hareket bilimleri ve psikomotor bilim alanları, bu rahatsızlıkların azaltılması veya giderilmesine yönelik çalışmalara devam etmektedir. Ayrıca, görsel-duyusal uyaran kanallarının (örneğin el-göz koordinasyonu), pozisyon ve denge hissinin (vestibüler sistem) ve kinestetik duyuların (kas-sinir işbirliği) performanslarını iyileştirmek için olanaklar sunar. Ek olarak, koordinasyon fiziksel uygunluk durumunu temsil eder (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003, 128 p.).
M
Macera Sporları (adventure sport) belirli riskler taşıyan yorucu ve hareketli fiziksel aktiviteleri temsil eder (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 7 p.).
Mutlak Kuvvet (absolute strength) Vücut ağırlığına bağlı olmaksızın, bir kişinin kaldırabileceği maksimum ağırlık (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 2 p.).
Müsabaka Nedenli Anksiyete (competitive state anxiety) Özellikle sporcuların antrenmanlar nedeniyle fiziksel ve psikolojik olarak yoğun strese maruz kalması ile görülen ve rekabetten kaynaklanan depresif hal (Dict. of Sp. and Ex. Sc. 2006, 52 p.).
R
Rekabet Sporları (competitive sport) Bireyin üst düzey kişisel performans ortaya koymak amacıyla diğerleriye rekabet içinde bulunduğu spor branşlarını ifade eder. Daha dar anlamda rekabet sporları, yüksek performans sporlarıdır -veya performans, mutlak performans olarak anlaşıldığında ulaşılabilecek en üst düzeyi temsil eder). Bu spor türü, önceden belirlenmiş normlara (örneğin rekorlar, şampiyonalar) mümkün olduğunca yaklaşmak veya yeni normlar oluşturmak için çok yüksek düzeyde teknik ve bireysel çaba gerektirir. Bunu başarmak için şu hususlar gereklidir: akademi veya performansı temel alan spor kulüplerinde, uzmanlık ve rekabet sporlarına katılım için uygulanan sistematik egzersizler denilebilir. Daha geniş anlamda, rekabet sporları (performans, göreli performans olarak anlaşıldığında performans sporu) tüm spor aktivitelerini temsil eder, çünkü spor ve performans bir bütündür. Bu yorumdaki önemli nokta, sporcunun rekabet (veya performans) sporunun seviyesini kendisi için belirlemesidir. Rekabet sporları ile ilgili tartışılmaz olarak tehlikeli görülen bazı durumlar bulunmaktadır: erken özelleşme, sporun toplumsal ve/veya ekonomik dengeleyici bir faktörünlerinin neden olduğu fiziksel veya sosyal zararlar olsa da spor biliminin tematik odakları yine de performansın artırılmasını temsil eder (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 123 s.).
Retikülosit (reticulocyte) Olgunlaşmamış kırmızı kan hücreleri. Kemik iliğinde kök hücreleri farklılaşıp eritrositlere, retikülositlere ve son olarak olgunlaşmış kırmızı kan hücrelerine dönüşür.
S
Spin (İngilizce) 1. Falso. Birçok top oyununda, oyuncunun ayağı, eli veya raketi tarafından vuruş yapılan topun havadaki dönüşü. Böylece topun havadaki gidiş yolu güçlü bir şekilde kıvrılır; topun yolu ve hızı rakip için zor öngörülebilir hale gelir (H.Haag ve G.Haag, Sözlük, 2003, 470p). 2. Bisiklet – Yüksek tempoda pedal çevirmek. 3. Artistik Yüzme – Vücudun ortagonal pozisyonda iken dikey eksende yaptığı rotasyonlar. 4. Otomobil Yarışları – Aracın ortagonal pozisyonda iken kontrolü kaybederek dönüş yapması (Sp Lex. Exp. Dict. in Eng. 2011).
Spor (sport) Eğlence ve oyun anlamlarına gelen İngilizce terim; eğlence anlamına gelen ‘disport’ (eski Fransızca: desport, Latince: deportare yani zevk almak) kelimesinin kısa formudur. İnsanlar tarafından, oyun veya rekabet amacıyla gerçekleştirilen tüm fiziksel aktiviteler için kullanılan bir ortak terimdir. Antik çağlarda sporun büyük bir kısmı, insanların veya insan gruplarının birbirleriyle veya vahşi hayvan gruplarıyla olan mücadelesini bir gösteri halinde sunmasını, aktif sporcu olarak mücadele eden insanların ve pasif sporcu olarak katılım gösteren izleyicilerin arasındaki etkileşimi olarak özetlenebilir. Spor, genellikle sahip olunan veya özel olarak geliştirilmiş bireysel yeteneklerin (performans veya artistik olabilir) gözlemlenebilir veya sunulabilir formlarını içerir. Basit bir şekilde test edilebilirliği sebebiyle bir ölçüde nesneleştirilebilmiş olarak (en iyi performansın rekor olarak kaydedilmesi) spor, sosyal rekabet (spor yarışmaları) için bir araç olarak işlev görür. Genel anlamıyla spor, her spor dalında geçerli olmak üzere, her düzenlenen müsabakanın veya oyunun kendi gerçekliğini, rastlantısallığını ve sınırlarını yaratması ile ayrılmaz bir bütündür. Sporu kendi içinde amaçları olan (amatör spor, kitle sporu, rekreasyon sporu, tatil sporu, vb.) faaliyetler ile sağlık ve sosyal-pedagojik yararlar sağlayan (yenileyici ve dinlendirici egzersizler, fizik tedavi egzersizleri vb.) aktiviteler olarak yorumlamak mümkümdür. Sporu sistematik olarak kategorize etme olasılıkları, sporun kendisi kadar çeşitli ve karmaşıktır. Eğer kategorize edilmek isterse, temel olarak şu maddeler göz önünde bulundurulmalıdır: 1) Spor faaliyetinin gerekçesi: hareket ve oyunun eğlencesi (eğlence, kitle, tatil sporu), kişisel başarı veya bireyin sınırlarını görmesi (performans ve üst düzey- profesyonel spor), günlük veya iş hayatının stresini azaltmak için denge amacı (boş zaman sporu, iyileştirici spor), performans kıyaslamaları (rekabet sporları), fiziksel ve zihinsel refahı koruma veya yenileme (sağlık sporu, rehabilitasyon, fizyoterapi vb.), sosyal ilişkiler (büyük spor organizasyonları, kulüplere olan bağlılıklar), hayatını güvence altına alma (profesyonel spor), prestij amacı (üst düzey spor) olabilir. 2) Sporun katılımcıları: yaşa göre (çocuk, genç, yetişkin, kıdemli), cinsiyete göre (kadın ve erkek), mesleki kriterlere göre (öğrenci, şirket, profesyonel), diğer özelliklere göre (ör. engelliler için spor) olarak ayrılabilir. 3) Spor aktivitelerine katılım zamanı: sabah sporu (sabah jimnastiği), mola sporu, işten sonra spor, hafta sonu sporu, tatil sporu, boş zaman sporu, profesyonel spor. 4) Spor faaliyetleri için organizasyonlar: okul, kulüp, üniversite, şirket, polis sporu, toplumsal veya kilise gruplarında spor ve kurumsal olmayan gruplar. Bununla birlikte, spor sadece sporun aktif yanına göre değil, aynı zamanda spor olgusuyla (pasif spor) ilgilenen diğer olasılıkları da kapsar: örn. spor etkinliklerine katılım (seyirci olarak), spor kulüpleri ve federasyonlarındaki tüm istihdam ve fahri çalışmalar, spor bilimi ve spor gazeteciliği alanları (H.Haag ve G.Haag, Sözlük, 2003, 472p). Daha detaylı bilgi isteyenler Spor Nedir? yazısını inceleyebilir.
Spor Biyolojisi (sport biology) Spor biliminin, spor aktivitelerinin biyolojik (anatomik, morfolojik, ekolojik ve etolojik) yönleri ve etkileri ile ilgilenen spor sağlığına yakın disiplini. Araştırma konuları: dokular, motor sistem ve postür bozuklukları, kas sistemleri, kalp ve dolaşım sistemleri, kan, solunum, sindirim, metabolizma, gıda, hormonlar ve bezler, sinir sistemi, duyu organları, cilt, hijyen, spor sakatlıkları ve yaralanmaları vb. (H.Haag ve G.Haag, Sözlük, 2003, 476p).
Spor Disiplini (sport discipline) Belirli kurallar ve rekabet koşulları içeren, kulüpler veya spor federasyonları tarafından düzenlenen uygulamalarda sınırları ifade eder. Bir spor disiplini, alt disiplinlere ayrılabilir (örn. yüksek atlama, atletizmin bir disiplinidir). Her spor disiplini, kendi kurallar dizisi, hareket yapıları, kullanılan ekipman ve çevre koşulları (örneğin spor tesisleri) ile diğer spor disiplinlerinden ayrılır. Spor disiplinlerinin sınıflandırmaları şu kriterlere göre yapılabilir: 1) Sosyal etkenler: a. Bireysel spor disiplinleri. b. Ortak ya da ikili spor disiplinleri. c. Takım spor disiplinleri. 2) Çevresel etkenler: a. Spor salonlarında, iç mekanlarda veya jimnastik salonlarında. b. Açık hava sporları (örn. futbol, ragbi). c. Suda veya su üzerinde yapılan spor aktiviteleri (örn. kano, kürek, yelken, yüzme ve dalış). d. Kar veya buz üzerinde yapılan spor faaliyetleri (örn. kayak ve yarış kızakları, iç mekanlarda ise artistik patinaj). e. Havada yapılan spor aktiviteleri (örn. balon, paraşüt). Yine de birçok spor disiplini hem dışarıda hem de içeride uygulanabilir (örn. atletizm, futbol, hokey). 3) Performans veya sonuçları değerlendirme yöntemleri: a. Performansın objektif olarak ölçüldüğü ölçüm spor disiplinleri (örn. alan uzunluğu, süre, ağırlık miktarı). b. Performansın hakemler tarafından değerlendirildiği ve puanlandığı sporlar (örn. jimnastik). c. Puan, koşu, gol vb. sayıldığı spor disiplinleri (örn. buz hokeyi, hentbol, beyzbol, basketbol). 4) Hareket yapısı: a. Kendi vücudunu hareket ettirmek (örn. 5.000 m koşusu). b. Bir ekipmanın ve ağırlığın taşınması veya konum değiştirilmesi (örn. gülle atma). c. Bir ekipmanı başka bir ekipmanla hareket ettirme (örn. tenis ve squash gibi raketli sporlar). d. Bir aparat üzerinde hareket etmek (örn. jimnastik egzersizleri). e. Dış kuvvetlere bağlı hareket etme (örn. rüzgar kuvveti yardımıyla rüzgar sörfü). f. Ekipmanla destekli olarak hareket etme (örn. otomobil sporu, bisiklet, buz pateni, kayak). 5)Olimpiyat oyunlarındaki disiplinler: a. Olimpik spor disiplinleri. b. Olimpik olmayan spor disiplinleri (H.Haag ve G.Haag, Sözlük, 2003, 480p).
Ş
Şirket Sporları (company sport) Şirket işleri çerçevesinde bir şirketin çalışanları tarafından uygulanan spor aktiviteleri. Şirket sporları dernekleri, rekreasyonel spor aktiviteleri ve rekabetçi spor aktiviteleri düzenlemektedir. Daha çok yaygın olan şirket sporları, Japonya’da popüler olan “işyerinde spor” (molalarda spor, iyileştirici spor isimleriyle de bilinir) formlarını da içerir. Endüstri (işverenler) ve sendikalar (çalışanlar), şirket sporunun popüler biçimlerinin uygulanmasından sorumludur (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 122 s.).
T
Tırmanış (climbing) Doğal arazinin veya yapay olarak oluşturulmuş tırmanış duvarlarının dikliği nedeniyle ellerin de destek için kullanılarak uygulandığı yukarı tırmanış şekli. Tırmanış, vücut hareketlerinin üst düzey kuvvet ve koordinasyonunu içerir. Tırmanma halatları ile uygulanır ve beden eğitimi çerçevesinden bakıldığında tüm vücudu güçlendiren bir egzersiz olarak karşımıza çıkar (H.Haag & G. Haag, Sözlük, 2003, 118 s.).
Tırmanış Duvarı (climbing wall) Dağcılık ve kaya tırmanışı tekniklerini uygulamak için el ve ayak tutamaklı, özel olarak yapılmış duvar.
Tidal Volüm (İngilizce) Normal solunum hacmi. Normal solunum sırasında inspirasyon ile alınan veya ekspirasyon ile verilen hava hacmini ifade eder.
U
Uyarlanmış Beden Eğitimi (adapted physical education) Engelli çocukların işlevsel yeteneklerine göre güvenli bir şekilde katılmalarını sağlamak için geleneksel beden eğitimi faaliyetlerinin değişiklikler veya düzenlemeler içeren formu (Dict. of sp. and Ex. Sc. 1991, 3p.).
Y
Yetenek (ability) 1. Bir işi başarılı veya iyi bir şekilde yapmak için sahip olunan doğal eğilim. 2. Belirli bir konuda yüksek derecede zeka veya yeterlilik. 3. Çocuklukta ve sonrasında, bireyin olağan durumunda sahip olduğu, göreli olarak kalıcı veya sürekli, çeşitli motor becerileri uygulayabilmek için gerekli yeterlilik. Genetik olarak belirlenmiş veya öğrenim deneyimleri ile geliştirilmiş olunduğunda motor yetenek adını alır (Dict. of sp. and Ex. Sc. 1991, 1p.).
KAYNAKLAR
- Chambers Sports Factfinder. Chambers Harrap Publishers Ltd 2005. [ISBN 0550 101616] (Chambers. Sports Factf., 2005)
- Dictionary of Leisure, Travel and Tourism. Third edition. A&C Black Publishers Ltd, 2008. [ISBN 9780713685459] (Dict. of Leis., Trav. and Tour., 2008)
- Dictionary. Sport, Physical Education, Sport Science. Editors Herbert Haag&Gerald Haag. Kiel, Institut für Sport und Sportwissenschaften, 2003. [ISBN 3-7780-3419-7] (H.Haag &G. Haag, Dictionary, 2003)
- Dictionary of Sport and Exercise Science A&Black Publishers Ltd 2006. [ISBN -10: 0713677856; ISBN-13: 9780713677850] (Dict. of Sp.and Ex.Sc,2006)
- Dictionary of the Sport and Exercise Sciences. Mark H.Anshel, Editor. Human Kinetics Books Champaign, Illinois, 1991 [ISBN: 0-87322-379-9] (Dict. of sp. and Ex. Sc. 1991)
- Sport Lexis Terms Explanatory Dictionary in English, Latvian Academy of Sport Education, 2011 (Sp Lex. Exp. Dict. in Eng. 2011)
Sanırım ‘The Professor and the Madman‘ filmini izledikten sonra sözlükleri, bilmediğim kelime veya kelimeler yığınının anlamını aradığım bir kitap olarak görmem çok da mümkün değil.
Verilen emek için teşekkür ederim.