İki ana kas fibril tipimiz var. Biri yavaş kasılan oksidatif kas lifleri, diğeri ise hızlı kasılan glikolitik kas lifleri. Ayrıca ara formda yer alan bir kas fibril tipimiz daha var: hızlı kasılan oksidatif fibril tipi. Bu yazıda üç grup altında kas fibril tiplerimizi ve özelliklerini inceleyeceğiz.
Şimdi kas fibril tiplerimizi özelliklerine göre sınıflandırmaya çalışalım.
Kas Fibril Tipleri
İlk olarak yavaş kasılan oksidatif kas liflerini ele alalım. Buradaki yavaş kelimesi, miyozin ATPaz’ın hidrolize ATP haline gelebileceği hızı ifade ediyor. Yani yavaş kasılan oksidatif kas lifleri için bu yavaşken, hızlı kasılan glikolitik kas lifleri için bu süreç oldukça hızlı.
Aynı şekilde hızlı kasılan oksidatif kas tipimiz için bu süreç görece daha hızlı gerçekleşiyor.
ATP’nin metabolik süreçleri açısından ele alındığında ise yavaş kasılan oksidatif kas lifleri sürecin oksidatif fosforilasyon ile gerçekleştiğini, yani aerobik solunum yoluyla enerji sağladığımızı gösteriyor.
Hızlı kasılan glikolitik kas liflerinde ise buradaki tek solunum yolunun glikoliz ile gerçekleştiği anlamına geliyor. Yani bu da bize bu sürecin anaerobik metabolizma süreçleri ile meydana geldiğini söylüyor.
Ara formumuz olan hızlı kasılan oksidatif fibril tipi ise çoğunlukla aerobik solunum metabolizmasını kullanır ancak anaerobik metabolizma ile de enerji üretimi gerçekleştirebilir.

Oksijenin Yeri
Oksidatif kas lifleri, yavaş ve aerobik metabolizma ile enerji sağladığından dolayı oksijene ihtiyaç duyar. Oksijene ihtiyaç duymak demek, oksijenin bağlanması için miyoglobin de olmasını gerektirmekte. Yani çalışan kas grubunun ciddi miktarda miyoglobine sahip olması lazım.
Glikolitik kas liflerinde ise oksijene ihtiyacımız yok. Yani kas daha düşük düzeyde miyoglobin miktarına sahip olabilir.
Yine ara form olarak bahsettiğimiz hızlı kasılan oksidatif fibril tipinde ise -çoğunlukla aerobik solunum yoluyla enerji sağladığını hatırlayalım- yine yoğun miktarda miyoglobin içeriği olması gerek. Çünkü metabolik süreçte kullanılabiliyor.

Glikojen Depoları
Glikojen depoları açısından ele aldığımızda şunu bilmeliyiz ki aerobik solunumda glikojen depolarını direkt olarak kullanmıyoruz. Burada kullanılan glikoz.
Yani oksidatif kas liflerinden bahsettiğimizde düşük glikojen deposu olduğunu varsayıyoruz. Tam tersi glikolitik kas lifleri ise glikojen depolarının daha fazla olmasını gerektiriyor. Yani glikojen alınıp, glikoza dönüştürülüyor.
Ara form olarak ele aldığımız hızlı kasılan oksidatif fibril tipi ise oksidatif ve glikolitik fibril tiplerine göre glikojen depoları bakımından ortada duruyor. Çünkü iki metabolizmayı da kullanabiliyor.
Yorgunluk Hassasiyetleri
Yorgunluk düzeylerine göre değerlendirdiğimizde oksidatif kas lifleri, oksijeni kullandığı ve daha yavaş enerji sağladığı için kayan filamentler teorisine göre hareketin çok daha yavaş oranlarda gerçekleştiği bir yapı olarak düşünülebilir. Yani ATP’yi yavaş bir mekanizma aracılığıyla sağlıyoruz ve bu sebeple yorulma düzeyimiz de yavaş diyebiliriz.
Veya başka bir şekilde oksidatif kas fibril tiplerini yorgunluğa direnci daha yüksektir.
Hızlı kasılan glikolitik fibril tipleri ise kayan filamentler teorisi kapsamında ele alınırsa, hareketin çok daha hızlı oranlar ile gerçekleştiği söylenebilir. Yani ATP çok hızlı metabolize edilir ve kullanılır ve yorgunluk çok daha hızlı ortaya çıkar.
Hızlı kasılan oksidatif fibril tipinde ise yine ara form ve görece oksidatif ve glikolitik fibril tiplerinin ortasında yer alıyor. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi almak için: Kas Yorgunluğu: Nedenler, Etkiler ve Egzersizler
Miyoglobin Faktörü
Kas fibril tiplerini miyoglobin içeriğine bakarak değerlendirdiğimizde ise -miyoglobinin oksijeni bağladığını unutmayalım- yavaş kasılan oksidatif kas fibrilleri göreceli olarak daha kırmızı renktedir ve miyoglobin yoğunluğu fazladır.
Hızlı kasılan glikolitik kas tipinde ise miyoglobin yoğunluğu düşüktür ve fazla oksijen depolayamaz. Bu nedenle oksidatif kas fibrillerine göre soluk renkte veya daha beyazdır. Ara formda ise hızlı kasılan oksidatif fibrillerde pembe rengine oldukça yakındır.

Mitokondri, oksidatif fosforilasyonun gerçekleştiği yerdir. Dokuya oksijen sağladığımız, elektron taşıdığımız ve aerobik metabolizma süreçlerini tamamladığımız. Bu sebeple yavaş kasılan oksidatif fibrillerimizde ve hızlı kasılan oksidatif fibrillerimizde yüksek miktarda mitokondri barındırırız.
Diğer tarafta ise glikolitik metabolizma süreçleri için göreceli olarak az mitokondriye ihtiyaç duyarız. Bu sebeple hızlı kasılan glikolitik fibrillerde daha az bulunurlar.
Kılcal damar sistemimiz açısından bu fibrilleri değerlendirdiğimizde şöyle düşünebiliriz: kılcal damar sistemleri aracılığıyla kaslara kan desteğini sağlıyoruz. Ve kanı kaslara ulaştırıyorsanız aynı zamanda kanın taşıdığı oksijeni de dokuya ulaştırıyorsunuz. Yani daha fazla oksijen kullanan kas fibril tipleri daha fazla kılcal damar sistemine ihtiyaç duyacaktır.
İlginizi çekebilir: Kas Gelişimi: Stres, Sınırlılıklar ve Yenilenme