Hormonların nasıl sentezlendiğini, salınımlarının nasıl gerçekleştiğini ve durdurulduğunu paylaştığımız yazılarda şimdi ele alacağımız hormon, tiroid hormonu.
Hipotalamusla başlayalım.
Bildiğimiz gibi nörosekretör nöronlar hormonların sentezi ve salınımını gerçekleştirir. Sentezlenen ve salınan bu hormonlar ön hipofiz bezine yol alır.
Tiroid hormonunun sentezi ve salınımında öncelikle nörosekretör nöronlar tirotropin salgılayan hormonu sentezler ve salgılarlar. Biz bu hormonu TRH (thyrotropin-releasing hormone) olarak kısaltalım.
Nörosekretör nöronlar TRH sentezlediğinde, hormon nöronun aksonundan akson terminaline doğru ilerler, Akson terminalinden salınım gerçekleşir ve hipofizeal portal sisteme katılır.
Hipofizeal portal sistem basit bir şekilde hipotalamus ile ön hipofiz bezi arasında bir köprü görevi görür ve TRH buradan geçişini sağlar.
TRH, ön hipofiz bezine ulaştığında endokrin sistem reseptörlerini uyarır veya bağlanır. Bunun sonucunda ise ön hipofiz bezinde tiroid uyarıcı hormonun sentezi (TSH, thyroid stimulating hormone) ve salınımı gerçekleşir.
Endokrin hücreler, TSH’nin sentezini ve salınımını gerçekleştirdiğinde bu hormonlar sistemik dolaşıma katılır.
Bu TSH hormonları sistemik dolaşıma katıldığında ise biz biliyoruz ki tiroid bezlerine yol alacak ve orada bulunan reseptörlere bağlanacak. Ve bu bağlanma sonucunda tiroid hormonu salınımı gerçekleşir.
T3 ve T4 tiroid hormonları
Tiroid hormonu ile ilgili ilk bilinmesi gereken şey iki tipinin bulunduğu, T3 ve T4.
İkisi de tiroid bezlerinde sentezlenir ve salgılanır.
Genel olarak birlikte anılsa da farklarını bilmek gerekir.
T3, triiyodotironin (triiodothyronine) olarak bilinir çünkü 3 iyodür içerir.
T4, ise tiroksin (thyroxine) olarak adlandırılır çünkü 4 iyodür molekülü içerir.
T4 tipi daha yaygın olarak sentezlenir ancak etkisi zayıftır. T3 tipi ise oldukça nadir sentezlenir ve salınır ancak T4’e oranla 4 kat daha güçlü etki gösterir.
İkisi de birlikte sistemik dolaşımda dolaylı olarak bulunabilir çünkü T4 sistemik dolaşımda T3 formuna dönüşür ve T3 formunda çeşitli dokuları hedef alır.
Tiroid hormonunun görevleri
Şimdi dolaşımda genel olarak tiroid hormonu bulunduğunu düşünelim ve bu hormonların birçok çeşitli görevde yer aldığını hatırlayalım.
Öncelikle tiroid hormonu, hücredeki mitokondri sayısını artırır.
Ayrıca birçok farklı dokuyu hedef alır ve hedef aldığı dokulardaki görevlerinden biri hücresel solunum düzeyini kontrol etmektir. Yani dolaylı olarak metabolizma hızının kontrolünde etkindir -tabi ki vücudun ihtiyacına bağlı olarak.
Sodyum-potasyum ATPaz dengesini de artırır. Bu da dolaylı olarak ATP hidrolizasyonunu artırır. Ki bu da aslında bazal metabolizma hızını artırır.
Vücuttaki kimyasal reaksiyonların artışı ise sonucunda ısı artışı ile sonuçlanır. Bu ısı artışı ise ATP ihtiyacı doğurur ve vücut depolarının kullanılmasına neden olur.
Tiroid hormonu ile harekete geçen enerji depoları, tiroid hormonunun normalden daha yüksek düzeylerde konsantre bir hale getirir.
Karaciğer ve iskelet kaslarında tiroid hormonu
Karaciğer ve iskelet kasları, tiroid hormonunun dolaşıma katıldıktan sonraki başlıca hedefleri arasında yer alır.
Karaciğer ve iskelet kaslarında görevi glikojenin glikoliz tepkimesini başlatır ve böylece plazma glukoz düzeylerinde artışa sebep olur.
Ayrıca tiroid hormonu yağdokuyu hedef alır ve bu gerçekleştiğinde yağların parçalanmasını sağlar.
Böylece trigliserit formu ile plazmadaki yağ asidi düzeyini artırır.
Tiroid hormonu iskelet kaslarını ayrıca proteinlerin parçalanması amacıyla da hedef alır. Bu şekilde kasların parçalanmasına neden olur ve amino asit salınımı gerçekleştirir. Plazma düzeyindeki amino asit artar.
Böylece tiroid hormonunun sentezi ve salınımının geniş kapsamlı etkilerinde büyüme ve gelişimde rol oynadığını fark edebiliriz. Ayrıca katabolik ve anabolik tepkimeler arasındaki dengenin korunmasını da sağlar.
Tiroid hormonu salınımının durdurulması için ise negatif geribildirim yöntemi kullanılır.
Bunun için tekrar sistemik dolaşımda bulunan tiroid hormonunu düşünelim ve ön hipofiz bezinde baskılayıcı bir etkisi olduğunu hatırlatalım. Bu baskılayıcı etki ile TRH’nin tepkilerini ve dolayısıyla salınımını baskılamış olur.
Ayrıca tiroid hormonu aynı etkiyi hipotalamus üzerinde de gösterir. Hipotalamusta bulunan reseptörlere bağlandığında TRH’nin sentezini ve salınımını engellemiş ve durdurmuş olur. Böylece geribildirim tamamlanır.
İlginizi çekebilir: Kortizol Hormonu: Tetiklenmesi, Salınımı ve Engellenmesi